Ruhun nefh edilmesi (üflenmesi) nasıl olmuştur?
Cenâb-ı Hak, insanın bedenini topraktan yarattıktan sonra ona mahlûkât arasında en yüce mertebeyi lütfederek kendinden bir sır (nefhetmiş) üflemiştir. Bir cisim olarak yaratılan insanda canlılık, ancak rûhun üflenmesiyle başlamıştır. Bu bakımdan rûhun üflenmesi, her şeyden evvel Allah’ın kuluna bir değer vermesi ve ona hayâtiyet kazandırmasıdır. Allah Teâlâ, insana rûhundan üflediğini şöyle anlatır:
“Ona (Âdem’e) şekil verdiğim ve rûhumdan üflediğim zaman!.” (Hicr, 29)
Cenâb-ı Hakk’ın, Âdem’e -aleyhisselâm- rûhundan üflemesi mecâzî mânâda kullanılmıştır. Yani Allah Teâlâ’nın, kendisindeki bazı husûsiyetleri, kulunun istîdâ- dı ve iktidârı nisbetinde ona vermesi demektir. İnsan, Rabbinin kendisine üflediği bu ruh sayesinde, yani O’ndan aldığı bu emânetin bereket ve iktidârı ile Rabbini tanır. O’na kul olur. O’nun ilâhî azamet ve esrârına gücü yettiği kadar vâkıf olur. Bu vukûfiyetin merkezi ise, kalpdir. Burada kalp, fizikî bir organ olarak değil, hislerin merkezi olan bir tecellî mekânı mânâsınadır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları
Uyarı: Sitemizde yer edinen ve alacak yazı, haber, yazı, video, yorum ve tüm mevzular kategoriler tıbbi bilgiler bir tek genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zaman içinde geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer edinen bu bilgiler hiçbir süre hekim muayenesinin yerini alamaz, hekim muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan meydana getirilen herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan görevli tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum icra eden kişiler, bu ikazları kabul etmiş sayılacaktır. Dost isminde herhangi bir bireysel yada kurumsal şirket , siteler ve kişiler ile alakalı en ufak bir bağlantısı , ortaklığı ve benzeri ilişkileri yoktur.
Kaynak : islamveihsan