Kimlere Zekat Veremeyiz?
Dinimizin emirlerinden önde gelen Zekat kimlere verilmez Zekat veremeyceğimiz kişiler kimlerdr?
Zekat birinci dereceden yakınlarımıza bakmakla yükümlü olduğumuz kişilere zekat verilmez. Bu kişiler şu şekilde sıralanabilir Birincisi ebeveynimize ve büyük anne büyük baba çocuklarımıza ve torunlarımıza zekat veremeyiz biz bu kişilere bakmakla yükümlüyüz bundan dolayı.
Ek olarak gene Karı koca da birbirine zekat veremezler.Karısı varlıklı ise kocasına zekat veremezaynı şekilde kocası varlıklı ise karısına zekat veremez.Ek olarak Varlıklı kimseler nisap miktarı parası olan kişilere zekat veremezler.Varlıklı görünen fakat nisap miktarı mala sahipse o kişiye zekat verilmez.
Şu kimselere zekât verilmez:
1. Zenginler. Varlıklı hiç kimseye zekât verilmez. Zenginliğin tesbitinde şer’î ölçü esas alınır. Örfe nazaran yoksul sayılan bir kimse şer’an varlıklı olabilir; buna dikkat etmelidir.
Temel gereksinimleri haricinde, nisab miktarı mala haiz olan kimse dinen varlıklı sayılır. Nisabtan azca oranda mala haiz olan muhtaç kimse, sağlıklı, güçlü ve çalışabilecek durumda olsa bile zekât alabilir.
Zekât memuru varlıklı olsa da zekâttan ayrılan oranı alır. Seyahat esnasında muhtaç duruma düşen varlıklı kimse de ihtiyacı kadar zekât alabilir.
Yeterli olup olmadığı araştırılmaksızın verilen bir zekâtı alan kimsenin, hemen sonra varlıklı olduğu anlaşılırsa, o zekât geçersiz olur. Yine vermek gerekir. Bir kimse zekâtını varlıklı bir şahsın yoksul ve müslüman olan (babasına yada büyük oğluna ya da kızına ya da o şahsın karısına) verebilir. Sadece, bunların yoksul ve müslüman olmaları şarttır. Şundan dolayı bunlar velayet sahibi olup birbirinin servetiyle varlıklı sayılmazlar.
2. Gayri müslimler. Zekât, Müslüman olmayanlara verilmez. Zekât yalnız Müslüman fakirlerin hakkıdır. Müslüman olmayan kişilere sadaka verilir.
3. Yakın akrabalar. Bir kimse kendi zekâtını, nafakası ile yükümlü bulunmuş olduğu yoksul yakınlarına veremez. Bunlar, yoksul bulunan usulü şu demek oluyor ki anası, babası, dede ve ninelerine ile fürûu şu demek oluyor ki adam ve kız evlatları ve her ikisinden torunlarıdır.
Usul, kişinin kendilerinden meydana geldiği kimseler; fürû, kendisinden meydana gelen kişilerdir.
Aynı şekilde bir kimse zekâtını yoksul olan zevcesine ve boşanma iddeti bekleyen karısına da veremez. Şundan dolayı yukarıda sayılan kimseler yoksul düştüklerinde nafakaları kişiye aittir. Zevcenin nafakası ise esasen kocaya aittir. Bunlara zekât verirse faydası dolaylı olarak kendisine dönmüş olur. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e nazaran, zevcenin kendi malından yoksul bulunan kocasına zekât vermesi caizdir.
Bir kimse, yoksul ve Müslüman olan üvey annesine, üvey çocuklarına, damat ve gelinine, kayınpeder ve kayınvalidesine zekât verebilir.
4. Hâşimî soyundan olanlar. Hz. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) ailesine zekât ve sadaka almak yasaklanmıştır. Şundan dolayı zekâtlar insanların mallarının kirleri sayılmaktadır. Hz. Peygamber’in (s.a.v) ailesine beytülmaldaki ganimetlerin beşte birinden kafi gelecek kadar verilirdi.
Ebû Hanîfe’ye nazaran Hz. Peygamber’in (s.a.v) nesli olan seyyidler beytülmaldaki hisselerinden yoksun edildiklerinden, eğer yoksul iseler kendilerine zekât verilmesi caiz olur. Günümüzde de durum aynı hatta daha kötüdür. Bunun için maddî olarak yoksul olan seyyidiere mümkünse zekâtın haricinde bağış ve armağan verilmelidir. Mümkün değilse zekât verilebilir. Sadece onlara zekât verirken, onun zekât bulunduğunu söylemek gerekmez, kendisine, “Bu size hediyemizdir, lütfen kabul ediniz” denebilir; verenin, verdiği şeyin zekât bulunduğunu bilmesi ve zekâta niyet etmesi yeterlidir.
5.Deli ve çocuklar. Akıl hastalarına direkt zekât vermek caiz değildir. Zekât bunların velilerine teslim edilir. Yedi yaşından küçüklere de zekât verilmez. Bunların da velisine teslim edilir. Temyiz çağındaki ufaklıklara zekât verilebilir. Sadece, bunların babaları yoksul olmalıdır. Eğer babası varlıklı ise minik çocuk da babasının zenginliği sebebiyle varlıklı sayılır. Öteki taraftan, varlıklı bir kadının yetim ve babası müslüman olan çocuğuna zekât verilebilir. Şundan dolayı bu çocuğun nesebi babası yönünden durağan(durgun) olup, annesinin servetiyle varlıklı sayılmaz.
TEMEL İLMİHAL BİLGİLERİ II
Zekat ve Fitrenin Verileceği ve Verilmeyeceği Bölgeler
Zekat Ve Sadaka-I Fıtrin Verilmesi Ihtiyaç duyulan Bölgeler
Kur´an-ı Kerim´in beyanına nazaran zekatın verileceği bölgeler Ayet-i kerime´de belirtilen şu sekiz sınıftır:
“Sadakalar (zekat) ALLAH tarafınca bir fariza olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, miskinler, zekat toplayıcılar}, kalpleri İslama ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, ALLAH yolundaki gaziler ve yolda kalmışlar. ALLAH alimdir, hakimdir. ” (Tevbe: 9/60)
Zekat ve fitrelerde dikkat edilecek nokta; bulunan sınıflardan minimum üçer derslik içinde bölmektir. Yalnız “Amiller”den (zekat memurlarından) bir tek birine de verilse gene kifayet eder.
Şimdi bu sekiz sınıfı tek tek açıklayalım:
1- Fukara:
Hiçbir malı yada kazancı olmayıp, yiyecek, giyecek ve konut şeklinde zaruri ihtiyacını karşılayacak miktarın yansından daha azca bir mala haiz bulunan kimsedir. Örneğin yüz bin lira ihtiyacına karşılık otuz bin lira parası olan kimse yoksul sayılır.
2- Miskin:
Malı ve kazancı zaruri ihtiyacını karşılayacak oranda olmayıp, yarısını aşan kimsedir. Örneğin yüz bin lira ihtiyacına karşılık yetmiş bin lira parası olan şahıs miskin sayılır.
3- Zekat toplayıcıları:
Zekatı toplayan, dağıtan, yazan ve bekçiliğini icra eden kimselerdir.
4- Kalpleri İslam´a ısındırılmak istenen kimseler:
Yeni müslüman olmuş, imanı zayıf olan kimse yada yeni müslüman olmuş kimsedir. Onun dengi olan kâfirlerin İslam´a girmeleri umulacağı için bu durumda olan birine zekat verilebilir.
Ek olarak güçlü bir miTmin: Bunlara zekat verilince maddi güç sahibi olup, düşmanı yenebilir. Ya da fazla kuvvete haiz olması için toplama imkânı bulunmayan zekatı kolay toplayabilenlere de verilir.
5- Köleler:
“Zekat alıp onunla azat olunabilme ihtimali olan kölelerdir. Doğrusu müka-tep (azatlığı şarta bağlı olan) kölelere zekat verilir.
6- Borçlular:
Mubah bir halde borç altına girenlere zekat verilir. Konut alımı, çocuğun evlendirilmesi yada temel ihtiyaçlarının temininde borç altında olanlardır.
7- ALLAH yolunda savaşanlar:
Bunlar varlıklı de olsa savaştan dönene kadar kendilerinin ve aile fertlerinin nafaka, elbise vb. şeklinde zaruri gereksinimlerini temin edebilmek için kendilerine zekat verilir. (Fi sebilillah hükmünde olanlar bunlardır.)
8- Yolda kalmışlar:
Bunlar, hacc yada herhangi bir mubah seferde iken parası kaybolan veya tükenen kimselerdir. Bunlara da zekat verilebilir.
Bazı fıkıh kitapları zekatın bir sınıfta bulunan müstehaklara yada gerekirse birine de verilebileceğini beyan ederler.
İbnül Münzir, Rüyanı ve Ebu İshak ve Eş-Şirazi şeklinde alimler, fitrenin sadece 3 fakire verilmesini uygun görmüşler ise de, İmam-ı Rafii ve El Ezrai, bir fakire verilmesinin de caiz bulunduğunu anlatmaktadır. Sadece sada-ka-i fıtraları bölüp, 3 kişiye verilmesi daha da iyidir.
Sadaka-i Fıtır para olarak yada un olarak verilemez.
Buğday, arpa, mısır, pirinç, nohut, mercimek, bakla, hurma, üzüm, süt, yağlı peynir şeklinde memleketin ekser yiyeceğinden çıkarılır.
Sadaka-i Fıtır bir sa´dır. Bu sa´ İmam Nevevi´ye nazaran 685 dirhem olup dirhemi şer´iye nazaran hesaplandığında takriben bir sa´ 2.200 gram (iki kilo ikiyüz gram) eder.
Zekat Verilmeyen Bölgeler
Şu beş sınıfa zekat verilmez:
1- Mal ve servet varlığı ile varlıklı olanlara.
2- Kölelere.
3- Beni Haşimi ve Beni Muttalibilere,
4- Fukara ve miskin adı allında nafakası kendisine ail olanlara.
5- Fukara bile olsa kâfir bir hiç kimseye zekat verilmez.
tr
Peygamberimiz (s.a.v) şu şekilde buyurmuştur: “Zenginlere ve uzuvları sağîam´oîan kuvvetlilere zekat helal olmaz.”[1]
Hadisi şerifte geçen “Mirret” kelimesi kazanabilen ve kuvvetli şahıs demektir. Şu halde iş sahası bulunmuş olduğu halde çalışmayan kişiye ve zengine zekat verilmez.
Kölelere zekat verilmeyişinin sebebi, kölelerin bakımı, harcaması ve nafakası onun sahibine aittir. Daha evvel söylediğimiz şeklinde kölenin azad edilebilme durumu var ise ve verilebilecek zekat onun azat olması için bir vesile teşkil ediyorsa, o durumdaki köle yada kölelere de zekat verilebilir.
Beni Haşimiler´e ve Beni Muttalibiler:
Haşimoğullanndan maksat Resulullah (s.a.v.) efendimizin amcaları tarafından olan neslinden ibarettir ki Hz. Ali, kardeşleri Âkil ve Cafer bu soydandır.
Muttalip sülalesi ise Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)´in dedesi Abdulmuttalib´in amcası şu demek oluyor ki Haşim´in kardeşi olan Muttalib´in neslinden selen kimselerdir.
Nafakaları başkasına ilişkin olan yoksul ve miskin kimselere bu isim altında zekat verilmez. Sadece bunların savaşla bulunmaları yada mubah bir biçimde borçlanmış olmaları ile kendilerine zekat verilebilir.
Borçlanmanın mubah olması gerekir. Doğrusu bir konut yapma, çocuklarının düzgüsel rızkını belirleme etme, evladı evlendirme… vs.
Zekatı hak etmeyen kimsenin zekatı alması yada bu şekilde bir durumda olan hiç kimseye bilerek zekat vermek haramdır.
Zekat, muhtaç yada ihtiyacı olanın hakkı olduğundan zengine yada zekata ihtiyacı olmayan hiç kimseye verilmez. Çalışmaya gücü yetip de iş bulma imkânı olan hiç kimseye de zekat verilmez.
Mal bir yerde olur, mal sahibi başka yerde olursa zekatı, malın bulunduğu yerin müstehaklarina vermek zorunludur. Eğer orda yoksul bulunmazsa en yakın yerin fakirlerine verilecektir.
Bir yerde müstehaklar bulunmuş olduğu halde zekatı vacip olduğu o yerden başka bir yere nakletmek haramdır.
Kâfire, mükatep olmayan köleye (azat olma durumu olmayan) zekat verilemiyeceği şeklinde çocuk ve deliye de zekat verilmez, sadece bunların velilerine verilir. Şundan dolayı bunların nafakası velilerine aittir.
Haram yolda harcayacağı malum hiç kimseye zekatı vermek caiz olmayıp haramdır.
Peygamberimiz fs.a.v) şu şekilde buyurmuştur:
“Şüphesiz ki sadakalar (zekat) insanların kirlerinden başka bir şey değildir. Sadakalar ne Muhammed´ e ne de Muhammed´in ehline helal olmaz.” [2]
Ebu Hureyre (r.a) şu şekilde rivayet eder:
´Bir defasında Hz. Ali´nin oğlu Hasan sadaka hurmalarından bir hurmayı alıp ağzına koydu. Hz. Peygamber: “Hayır, hayır onu ağzından çıkar. Bizim sadaka yemediğimizi bilmiyor musun?” [3] diye buyurdu.
Bjr kimse nafaka ve ihtiyacı kendisine ilişkin olan bir hiç kimseye zekat veremez bundan dolayı burda vereceği zekat gene kendi menfaatine dönecektir. Bunun için bir kimsenin kendi ana-babasına, dede yada nenesine zekat vermesi caiz olmaz. Şundan dolayı onlara bakmakla mükelleftir. Keza bir kimse, küçük çocuklarına yada bakmakla yükümlüğü olduğu torunlarına zekat veremez. Sadece evladı büyümüş ve ondan ayrı ise o süre ona zekat verebilir. Şundan dolayı o durumda çocuğuna bakmakla yükümlü değildir.
Peygamberimiz (s.a.v) Muaz bin Cebel´i Yemen´e vali olarak gönderirken O´na şu şekilde buyurmuştur:
“Onları ilkin ALLAH´tan başka ilah olmadığına ve benim de ALLAH´ın resulü olduğumu bilmeye çağrı et… Eğer bunu kabul ederlerse, bu kez onlara bildir ki ALLAH kendilerine mallarında zekat farz kılmıştır. Bu zekatı zenginlerden alınır onların fakirlerine verilir.” [4]
Onların fakirlerinden kasıt, onların müslümanlarıdır. Doğrusu herhangi bir fakire verilir diye bir şey söz mevzusu değildir. Zekat sadece yoksul müslü-manlara verilir. Hadisin metninde, ´onların fakirlerine verilir´ ibaresi buna kanıt gösterilebilir.
——————————————————————————–
[1] In, Dmud, 1634 Tırnnzı,652. [2] Muslini, 1072 [3] Buharı, 1420, Muslini. 1069 [4] Bııhaıı, Mi